Bak saçımdaki aklara, şu şakağımda ki !
Orada yazılı; dost görünenlerin ihaneti
Bu yeni değil; asla seninle başlamadı
Ayrıca bilmelisin ki ; seninle de bitmeyecek
Anlıyorum ki; belki de ölünceye dek sürecek...
Bilir misin? Bunun hikayesi; insanlık kadar eski...
Gelecekte de insanlık tarihi kadar yaşayacak gibi..
Önce yaparlar, sonra iftira ile başkasına atarlar
Hünerleri, yaptıkları olaylara sahip bile çıkmazlar
Perdenin arkasında fitne ile aşka fiş yaparlar
Yürekleri bile yetmez, önünde tafra satarlar..
Bazen anlamıyorum, dostum diyen yanımdakileri
Tercihim; düşman gibi karşımda erce yer seçenleri
Gördüm; ihanette er düşmanı çok ileri geçenleri
Bir kısmı; bizimle aynı yöne dönüp ibadet yaptı
Ayrılınca bizden; dedikodularla insanları aldattı
Kendi düşündükleri gibi kendine has tipler yarattı...
Düşününce anladım ki yönlerimiz çok ayrı ve farklı
Zannettim ki, onlarda gerçekleri bilse, yani tüm olayları
Düşünse ve kendine gelse, yaptığı hatayı anlayacaktı..
Anladı da hilekarlık, yolunda menfaati ağır bastı.
Şimdi kendimize gelip, sorup,sorgulayıp ve anlayalım..
“Bir günün adaleti, yetmiş yılın ibadetinden üstündür”
Kim demişti, hele bir düşünüp sonucunu kavrayalım..
Zulüm eden tüm alçakların bir bir farkına varalım
Kendi inançlarımızda olmadığı gibi bu usul ve tarzlar
Hıristiyanlık, Musevilik ve diğerlerinde yok bu sıfatlar
Bütün hak dinler; ikiyüzlülüğü, zulmü ve alçaklığı yasaklar.
O zaman; farkı fark ettir, dur, yenilme zalimin fendine
Unutma ki her iki dünyada da hesabını vereceksin birine
Suskunluğun bile hiç fayda vermez; insanlığa ve kendine
Gün gelir, döner düşersin ihanetinle sonsuzlukta, sonsuzluğa...
Evrensel doğruları ve yaptıklarını bir bir sorarlar sana..
Orada; o yerde açıktadır her şey ve ihanet, yok perde ortada
Yalan söyleyemez, bükülemez, kıvrılamaz, kandıramaz
Menfaat sağlayamaz, zulüm edemezsin sonsuzluk da...
Ercan ÇELİK
04/11/2001-Ankara
|