Ana Sayfa |
Kuran-ı Kerim Değişik Dillerde |
İletişim |
Ercan ÇELİK Özgeçmiş |
Günlüklerim |
Ziyaretçi Defteri |
SERA ETKİSİ KARBONDİOKSİT ARTIŞLARI
Marmara Adası Özel Ağaçlandırma
Küresel Isınma Ve Ağaç"Ercan Çelik"
Ziyaretçiler |
Toplam Ziyaretçi : |
915006 |
Bugün Ziyaretçi : |
569 |
Aktif Ziyaretçiler : |
50 |
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK ve DOĞAL HAYAT HAYVANLAR ALEMİ FOTOĞRAFLARI
|
|
Kızılderili Reisinin 1,5 asır Önce Yazdığı Mektup ve düşünmemiz gerekenler. Beyaz Adam Mektubun Var..
Bu mektup, Duwarmish Kızılderilileri'nin reisi Seattle tarafından, 1853-1857 yılları arasında ABD Cumhurbaşkanı olan Franklin PIERCE'e hitaben yazılmıştır.. Ancak, tamamını okuduğunuzda bu mektubun aslında insanoğluna yazılmış evrensel ve ilahi bir mesaj olduğunu farkedeceksiniz..
|
|
|
"Washington'daki büyük başkan, topraklarımızı satın almak istediğini bildiren bir haber yollamış. Dostluktan söz etmiş büyük başkan...
Ama biz sizin, dostluğumuza ihtiyacınızın olmadığını biliriz. Biz onun isteğini düşüneceğiz, zira eğer satmaya razı olmazsak, belki o zaman da beyaz adam tüfeğiyle gelecek ve bizim topraklarımızı zorla alacaktır.
Gökyüzünü nasıl satın alabilirsiniz? Ya da satabilirsiniz? Ya toprakların sıcaklığını? Havanın taze kokusuna, suyun pırıltısına sahip olmayan biri onu nasıl satabilir?..
Kutsaldır bu topraklar benim ve milletim için... Yağmur sonrası ışıldayan her çam yaprağı, denizi kucaklayan kumsallar, karanlık ormanların koynundaki sis, vızıldayan her böcek. Bu dünyanın her bir parçası Milletim için kutsaldır. Ve Bilin ki:
Kızılderili adamın anıları ağaçların özsuyunda saklıdır. Beyazların ölüleri, yıldızların altından geçmek için uzaklara giderken, doğdukları toprakları unuturlar. Fakat bizim ölülerimiz bu büyülü dünyayı hiçbir zaman unutmazlar. Çünkü toprak bizim anamızdır. Biz bu toprakların bir parçasıyız. Onlar da bizden birer parçadırlar. O güzel kokan çiçekler bizim kız kardeşlerimizdir, Geyik, at ve büyük kartal da erkek kardeşlerimiz... Yüksek kayalıklar, yeşil çayırlar, ılık sıcak vücutlarıyla taylar ve insanlar, hepsi bizim ailemizdir.
Washington'daki büyük başkan bizden topraklarımızı istediği zaman bütün bunları da istiyor. O bizden çok şey istiyor. Büyük başkan bize bir yer vereceğini ve bizim orada rahatça yaşayabileceğimizi haber veriyor. O bizim babamız, biz de onun çocukları olacakmışız!
Büyük ruh milletimizi sever, fakat kızılderili çocuklarını terk etti. Şimdi size makineler yolluyor sizin için büyük köyler yapacak. Ve, beklenmedik yağmurlar sonrası ırmaklar nasıl yataklarından taşarlarsa, siz de çok geçmeden bu toprakları dolduracak, her tarafa taşacaksınız. Bizler yetim kaldık... Bilesiniz ki.. Derelerin ve ırmakların içinden geçerken pırıldayan sular, yalnızca bu değildir. Atalarımızın kanlarıdır onlar. Size bu toprakları sattığımız zaman, bilesiniz ki onlar kutsaldır. Sizin çocuklarınız da öğrenmelidir onların kutsal olduklarını, ve göllerin berrak sularında oynaşan her pırıltının benim milletime ait masalları, hikayeleri anlatmakta olduklarını... Benim atalarımın sesleridir sularda şakırdayan sesler.
Bunları hatırınızda tutun ve çocuklarınıza öğretin. Esirgemeyin iyiliğinizi ırmaklardan ve diğer kardeşlerimizden.
Babalarının mezarını geride bırakır beyaz adam. Onu elde ettikten sonra ilerilere gider. Toprak onun kardeşi değil, düşmanıdır. Babalarının mezarlarını ve çocuklarının doğum hakkını çabucak unutur. Annesi olan toprak ve kardeşi olan gökyüzü satılacak, talan edilecek şeylerdir onun için. Ya da koyunlar, parıldayan inciler gibi satın alınacak... O, toprağı çocuklarından çalar ve gene ilgilenmez.
Açlığın, dünyayı saracak beyaz adam ve ardında çölden başka bir şey kalmayacak!
Beyazların şehirlerinde sessizlik yoktur. Oralarda ilkbahar yapraklarının sesini, uçuşan böceklerin vızıltılarını işitemezsiniz. Gürültü, patırtı kulaklarımızda uğuldar. Kuşların ötüşünü, su başında kurbağaların bağrışlarını işitemezsen bu dünyada ne kalır ki?
Kızılderili adam vahşidir, sizin şehirlerinizi anlamaz. O, bir gölün üstünden geçen rüzgarın mülayim gürültüsünü sever. Öğleyin yağan yağmurun temizliği, taze çam yapraklarının ağırlaştırdığı rüzgar kokusundan hoşlanır. Kızıl adam için hava kıymetlidir; çünkü hayvan, ağaç ve insan, hepsi aynı solunumdan payalır. Beyaz adam teneffüs ettiği havanın farkında değil. Sanki, birkaç gün önce ölen bir insanın kötü kokuları duymayışı gibi...
Eğer topraklarımızı size satarsak, onu mübarek bir şey olarak değerlendirmeli, çayır çiçeklerinin üzerinden geçen rüzgarın, onun kokusuyla nasıl tatlı koktuğunu duymalısınız. Topraklarımızı satma konusunda daha düşüneceğiz. Eğer buna karar verirsek bir şartımız olacak; beyaz adam topraklarımızdaki hayvanlara kardeşleri gibi muamele etmelidir.
Ben bir vahşiyim ve başka türlüsünü anlayamam. Demir at (lokomotif), öldürüp çürümeye bıraktığınız, binlerce buffalo'dan nasıl daha kıymetli olabilir? Hayvanlar insanları bıraksa, insanlar ruhlarının yalnızlığından ölmez mi? Hayvanların başına gelen, oğullarının da başına gelecektir. Toprağın başına gelen, oğullarının da başına gelecektir. Toprak bizim anamızdır. İnsanlar toprağa tükürürlerse kendi yüzlerine tükürmüş olurlar. Toprak insana değil, insan toprağa aittir. İnsan hayat dokusunun içindeki bir liftir sadece...
Beyaz adam neyi satın almak istiyor? Gökyüzü ve toprakların sıcaklığını mı? Koşan antilopların çabukluğunu mu? Biz size bunları nasıl satabiliriz? Ve siz bunları nasıl satın alabilirsiniz? Bir kağıt parçasını imzalayıp verdiğimiz için her şeyi yapabileceğini mi zanneder beyaz adam? Havanın taze kokusuna, suyun pırıltısına sahip değilsek, bunu nasıl satabiliriz size? Son buffalo da öldüğünde onları yeniden geriye satın alabilir misiniz?
Beyaz adam geçici bir iktidardadır ve o kendisini, bütün dünyanın kendisine ait olduğunu, Tanrı sanmaktadır. Bir insan annesine sahip olabilir mi? Günlerimizin kalan kısmını nerede geçireceğimiz önemli değil. Çocuklarımız babalarını gururları kırılmış ve yenilmiş gördüler. Savaşçılarımız utandırıldılar, yenilgiden sonra günlerini miskince geçirdiler. Vücutlarını tatlı yemekler ve kuvvetli içkilerle zehirlediler. Birkaç kış ömrümüzün kaldığı bu topraklarda, yakında matemimizi tutacak bir tek kişi bile kalmayacak ama niye ağlayayım? Insanlar denizdeki dalgalar gibi gelip geçerler. Biz gidiyoruz ama beyaz adamın da bir gün keşfedeceği şeyi şimdiden biliyoruz.
Bizim Tanrı'mız da aynı Tanrı'dır. Sizler belki bizim topraklarımıza sahip olduğunuzu düşündüğünüz gibi, O'na da sahip olacağınızı düşünüyorsunuz, fakat buna muktedir olamayacaksınız. O insanların Tanrı'sıdır; kızılderililerin de, beyazların da... Bu topraklar O'nun için kıymetlidir. Onları yaralamak, onların yaratıcısını hor görmek demektir.
Beyazlar da bir gün bu topraklardan, bu dünyadan gidecektir. Belki de bütün ırklardan daha çabuk... Yataklarınızı zehirlemeye devam edin! Ve bir gece kendi çöplerinizin içinde boğulacaksınız! Bütün buffalolar öldürüldükten, yaban atları ehlileştirildikten, ormanların en gizli köşeleri binlerce insanın ağır kokusuy1a dolduktan, sevimli tepelerin görüntüsü konuşan tellerle kirletildikten sonra... Bir bakacaksınız ki... Gökteki kartallar yok olmuş... Bu, yaşamın sonu ve sırf daha fazla hayatta kalmanın başlangıcıdır! Biz, her şeyden önce her insanın istediği gibi yaşama hakkını tanır ve sayarız.
Eğer teklifinizi kabul edersek, bu sadece yeni toprakları güvenlik altına almak için olacaktır. Belki orada kısa günlerimizi kendi alıştığımız şekilde geçirebileceğiz. Son kızılderili bu dünyadan gittiği ve onun hatırası, yalnız bir bulutun sonsuz çayırların üzerindeki gölgesi olarak kaldığı zaman, babalarımızın ruhu bu kıyılarda ve ormanlarda yaşamaya devam edecektir. Çünkü onlar bu toprakları seviyorlardı. Yeni doğan bir çocuğun annesinin kalbinin atışını sevdiği gibi...
Size bu toprakları sattığımız zaman, siz de onları bizim sevdiğimiz gibi seviniz, onlarla bizim ilgilendiğimiz gibi ilgileniniz. Onları bugün bulduğunuz gibi hatırlayınız. Ve bütün kuvvetinizle, ruhunuzla ve kalbinizle onları çocuklarınız için koruyunuz. Ve Tanrı'nın hepimizi sevdiği gibi siz de onları seviniz..
Duwarmish Kızılderileri'nin Reisi
Seattle / 1853 " | Ekleyen: Ercan ÇELİK | Ekleme Tarihi: 22.5.2018 | İzlenme: 1569 | Yazdır:Yazdır | |
|
Bu Konuda En Çok Okunan Yazılar | | | Atmosfer SERA ETKiSi, KARBONDiOKSiT ARTISLARI, Ozon Tabakası Insanlik tarihininde, dünyanin su anda insan aktiviteleriyle,mevsim degisikligi sonuçlarina ulasmasi, tabiatin kendi içinde sebep olduklarinin yüzlerce binlerce yılılin üzerindeki olan degisiklerdir. Insan aktivitelerinin | Ercan ÇELİK [ 16.3.2018 ] Devamı | | | BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK VE DOGAL HAYAT Ülkemizdeki bu zengin doğal hayatın ve geniş biyolojik çeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi bir gerekliliktir. Bu gereklilik hem gelecek nesiller için bir görev; hem de sağlıklı ve huzurlu yaşayışımız için elzem bir husustur. | Ercan ÇELİK [ 6.5.2018 ] Devamı | | | KÜRESEL ISINMA VE AğAÇ Ercan Çelik Küresel ısınma; insan oğlunun kendi hareket ve etkinliklerinin sonucu; atmosferde, sera camının etkisini andırır güneş ışığını geçiren ama ısıyı içerde tutan, böylece ısı artışlarına yol açan kimyasal gazları | Ercan ÇELİK [ 5.5.2018 ] Devamı | |
|
|
CEVİZİN İNSANAveİNSANLIĞA FAYDALARI
|