KİRLİLİK TEN ARINMALIYIZ!
Ülkemizde yasayan canlı ve bitki ailesi türünün çok fazla olduğu bilinmektedir. Bitki cinsinin 1255, bitki türünün ise 9000 adet ten fazla olduğu Çevre Ve Orman Bakanlığı gibi bir çok kaynak dan anlaşılmaktadır.
Yine 120.000 omurgasız, 426 kuş, 120 memeli, 49 kertenkele, 36 yılan, 20 kurbağa, 8 kaplumbağa 472 balık türü bulunduğu bilinen bir gerçektir.
Bu zengin bitki ve hayvan varlığının bir kısmı yanlış otlatma, aşırı gübre ve tarım ilacı kullanımı, yangınlar, kaçak avlanma ve kaçakçılık gibi nedenlerle, bir kısmı ise kirletilmiş toprak ve su sebebiyle yok olma tehdidi ile karşı karşıyadır.
Sularda özellikle denizde yaşayanlar kirlilik yüzünden türlerinin bir kısmını her gün kayıp etmektedir. Bir başka ifadeyle bizim bilinçsizce yok etme gayretlerimize rağmen türler azda olsa varlıklarını devam ettirmeye çalışmaktadır.
Dünyadaki en zengin türe sahip gen merkezi denebilecek konumundaki Ülkemiz ve Bölgemizde bunlardan dolayı her türlü kirlilikten özellikle korunmalıdır.
Turizm açısından güneşin beşiği olan, 1.sınıf toprakların bulunduğu bölge, aynı zamanda sahil kumlarının da en güzeline sahiptir bazı kıyılarda.. Akdeniz kıyımız Mersin Adana 479 km.dir. Buna Hatay kıyı şeridi de eklenirse ne kadar olur bilir misiniz? Ya turizmimizi etkileyen tarihi ve kültürel değerler.
Gerçekten denize girmek istiyor mu şu an insanlarımız bu kıyıda? Veya bu kıyı şeridinin nerelerinde giriyor denize? Niçin gelmezler veya az gelirler Ortadoğu Asya ve diğer kıta ve ülke insanları bu kıyıya? Niye mor mor dalgalanır deniz kıyılarımız burada?
Kıyısında oturan bizlerin bile girmek istemediğimiz yerlerde nasıl başka illerden gelen insanlarımız ve yabancılar denize girecek?
Kirliliğin olduğu bir kıyıya ülke insanımızda, turistlerimizde girmediği gibi insanlık alemi bölgesel güzelliklerden istifade edemez. Deniz canlı ve bitki türleri azalmaya devam ederken yatırımlar durmaya başlar. Bütün bunlardan dolayı biran önce bu kirlilikten kurtulmalıyız.
Sahillerimizde ve topraklarımızda olan bu kirlilik Akdeniz kıyı kirliliğidir . Dolayısıyla Avrupa’ yı da etkileyen bir kirliliktir bu. Bundan dolayı da hem Türkiye hem Avrupa ortak karar alıp Avrupa birliğinden gelen karşılıksız paralar bu bölgenin alt yapı arıtma sistemi ve katı atık deponi alanlarına ayrıldıktan sonra diğer illere dağıtılmalıdır. Buralar insanlık için diğer arıtma sistemleri olmayan bölgelerimizden çok daha önemlidir. Hiç sen ben kavgası yapılmadan bölgesel siyaset düşünmeden yapılmalıdır bu.
Bölgenin sayın Milletvekilleri, siyasetçileri, Valileri, İş adamları, İl Genel Meclisi üyeleri, Belediye başkaları top yekun bu işe seferber olmalıdır. Sayın Turizm ve Kültür Bakanı, Çevre Bakanı bu işte öncülük yapmalıdır. Türkiye Avrupa Birliği Mali işbirliği çerçevesinde gelen fonlardan olsun, diğer başka fonlar veya kredilerden olsun topyekun gayretle bu bölge şekil değiştirmelidir. Buna mahkumdur tüm yöneticiler; Türkiye için insanlık için…. Bölgemizde bu konuları anlatmak için çevreci kuruluşlar atağa geçmelidir. Akmamalıdır denizimize ve akarsularımıza kirli sular bu coğrafyada… Görmemeliyiz kurbağa, kaplumbağa, balık ölüleri kıyımızda…
Herkes özellikle yöneticiler bilmelidir ki burada kirlilikler devam ederse kendi kirliliğimizden kaynaklanmaktadır. Beynimiz gönlümüz çevremiz kirli değilse ve inanıyorsak başarmaya, başarı bizimledir. Arınmalıyız kirlilikten. Beyinlerimiz kirli değilse başarırız biz bu işi.
Göreceğiz ki; Bölgedeki deponi alan ve arıtma sistemleri yapıldıktan sonra organik tarım artacak, ihracat artacaktır. Bölgede bulunan yapılaşma dış ülkelere pansiyon ev usulü kira sistemlerini geliştirecek, bazı yerlere yapılmış beş yıldızlı otellerle birlikte turizm gelirleri bir süre sona üçe katlanacaktır. Bölge yerli ve yabancı akınına uğrayacak, işsizlik azalacak Bölgenin hayat kalitesi çok yükselecek ekonomik göstergeleri birden değişecektir. Kara ve deniz canlı türlerinde önemli artışlar meydana gelecektir.
Bu nasıl olacak diyenlere bedava fikri müşavirliğe hazırız...
İçimdeki Yara…
Neden, mavi denizim mor mor dalgalanır, durulur?
Nasıl oldu da dikildi, bu kıyıdaki kat kat kale gibi binalar?
Bina direklerinin altının kumunu almış dalgalar!
Yıkılmasın diye binalar! yapılmış öndeki taş dolgular,
Nerede kıyı kanunu, yöneticiler? Nasıl yapılır bunlar?
Yoksa! denizin içine mi verilmiş! ruhsatlar, tapular,
Bu nasıl manzaradır? Havuz da yüzerler, denize bakarlar,
Nereye ve nasıl akıyor atıkları? Nerede arıtmalar?
Ya bu denize gömülmüş taş yığınları! mendirekler,
Ucube gibi yamuk yumuk, Üstelik kaçak iskeleler!
Söyler misiniz?
Şu haliyle hangi nesneye benzemekteler.
Mavi ile yeşilin tonları neden böyle boz bulanık?
Hani! Onlarca balık türü, denizimizdeki kuşlar, canlılık?
Çaylarda,ellerimizle bile yakalanan, değişik tür alabalık...
Nerede canlı türleri?
İnsan; Bu coğrafyada gen hazinesi görmeli
Gördüğümüz, kıyımızda balık ölüleri, kaplumbağa ölüleri!
Daha vahimi arkada; Gelecekte görürüz insan ölümleri!..
Çevreciler, aydınlar, görevliler ve sen ey ülkemin ünlüleri!
Birlikte safları sıklaştıralım saygıyla!
Ve paylaşalım sevgileri
Demesinler! bize gelecek nesiller
Bunlar geçmişin sefilleri...
İçimdeki yara bu!
Bir baştan bir başa değiştirelim bu görüntüleri.
Ercan ÇELİK
|