Cennet’i tanıyordum. Dr Şule hanımla ve başka bir sağlıkçı ile birlikte çalışıyordu, pek görev verilmese de; Doktorluk da masada zayıflamış ve adeta kanı çekilmiş bir heykel gibi oturup her konuşulanı dinliyor geleni gideni dikkatlice takip ediyordu. Durumuna üzüldüğüm den Her[EÇ1]  doktorluğa gidişimde; bir personelimiz olarak halhatır ediyordum. Onun Eskişehir Mihalcık lı bir Türkmen kızı olduğunu, Doğuda Görev yaparken Doktor Eşinin PKK ya ilaç ve mühimmat götürürken silahlı çatışmada öldüğünü, Refah-Yol Hükümeti Zamanında Çevre Bakanı tarafından atanmasının yapıldığını da biliyordum. Birkaç defe ifadeye çağırmam[EÇ2] a rağmen raporlu izinliliğini bahane ederek ifadeye gelmedi sonra telefonlar neticesi ifade vermeğe geldi.

   İfade sırasında, Cennet Hanım Böyle işlere niye karışmaya devam ediyorsun? Demem üzerine Masaya Yumruğunu vurarak; “Benim Kocamı Öldürdüler, ben niye karışmayayım “ diye gürledi. Kim öldürdü Kocanı? Deyince DEVLET ÖLDÜRDÜ, ben bu devletle mücadele etmeyeyim de kiminle mücadele edeyim, tabi ki mücadele edeceğim “ demesi; ifadesinde her şeyi itiraf etmesine rağmen  ben de raporumda  TÜRK DEVLETİ;  DÜŞMANLARI VE KENDİSİYLE MÜCADELE EDENLERE MAAŞ ÖDEMEMELİ,Hizmet almamalı” diyerek  DEVLET MEMURLUĞUNDAN ATILMASINI  istememe rağmen  Bakan ve YÜKSEK DİSİPLİN KURULUNDA OLANLAR EMEKLİLİĞİNİ Sağlamışlardır. CENNET HADEP İL BAŞKANI OLMUŞTUR. Karşımdan geldiği zamanda Ercan Bey Rapor yazdın da ne oldu, bana ne yaptın, bize bunları yapanlar tek tek hesap verecekler” diye birde tehdit etmiştir